KİTAP 23 # DELİDUMAN - EMRAH SERBES

    

DELİDUMAN

Emrah Serbes

İletişim Yayınları
1.Baskı 2014

Tür: Roman
351 sayfa

     Deliduman bildiğiniz üzere Emrah Serbes'in en son çıkan romanı. Çıkar çıkmaz gidip aldım hatta imza gününe de yetiştirmeye çalıştım ancak o kadar uzun bir imza kuyruğu olmuştu ki zaman kıtlığından imzalatamayıp gerisin geri döndüm.
Her neyse ben kitaptan devam edeyim. Daha önce blogda da Emrah Serbes'in Erken Kaybedenler'ini paylaşmıştım. Erken Kaybedenler; erken kaydeben küçük erkek çocuklarının hikayelerinden oluşuyordu. Hah şimdi Deliduman da bu hikayelerden birinin uzun soluklu roman versiyonu olmuş bence.

    Kitabın konusuna gelirsek;
Kitap kahraman bakış açısıyla yazılmış, kahramanımız ise Çağlar İyice. Çağlar mutsuz ve parçalanmış bir ailede büyümüş 17 yaşında bir genç, ailesinin kendisine yaşattığı mutsuzluk yüzünden psikolojik sorunları olan annesinden de sorumsuz it kopuk babasından da ( ben demiyorum bizzat Çağlar diyor )  nefret ediyor. Nefretin soğukluğunu ise kardeşine duyduğu yoğun sevgi ve ilginin sıcaklığıyla nötrlemeye çalışıyor. Kısaca Çağlar bir erken kaybeden, hayata daha başlamadan birkaç adım geride kalmış, tek telafisi ise gözünde her şeyiyle dört dörtlük olan küçük kız kardeşi Çiğdem İyice. Kız kardeşine öyle bir bağlılığı var ki bu bağlılık ''Vur de vurayım öl de öleyim, ben bu yola kefenimle de çıkmasını bilirim'' ayarlarında. Kısaca kardeşine içten bir samimiyetle tapıyor. Dünya kız kardeşinin etrafında dönüyor ve dünyada ikamet etmekte olan Çağlar'ın da başka bir şeyin etrafında dönmesi imkansız. 9 yaşındaki küçük kız kardeşininse amacı; Pop'un Kralı Michael Jackson'ın Moonwalk dansını yapıp sanal alemde ünlenerek hayatın kendine küçük yaşta verdiği her türlü ağırlıkları üzerinden atmak. Günümüz kapitalist dünyasının getirdiği sanal alemde ünlü olma, kendini beğendirme, egolarını sanal alemde tatmin etme, küçük yaşlara kadar düşen güzel görünme, fazla kilolar, estetizm gibi kaygılarını yazar çok ince mizahi bir dille eleştiriyor bu kurgu üzerinden.

     Kitaptaki diğer karakterler ise Çağlar'ın kendisinden hiç hazetmediği, sürekli giydirmekle meşgul olduğu ve stres topu işlevi gören, kendileriyle yaşayan küçük ilçenin belediye başkanı olan dayısı, Çağlar'ın birlikte mayonez yapma ( sehven hardal yazmışım lütfen dikkate almayınız)  kadersizliğini paylaştığı meslek lisesindeki arkadaşı, dostu, dert ortağı Mikrop Cengiz ve diğer arkadaşı feysteki adıyla TC. Sinem Uzun. Öncelikle kitap bir Gezi Parkı Direnişi romanı değil, Gezi Parkı Direnişi kurgunun sadece bir parçası. Çağlar ise Gezi parkı direnişçisi hiç değil çünkü o her şeye doğuştan muhalefet. Yazar Çağlar'ın gözünden günümüz değer ve yargılarını, olay ve eylemlerini yeri geliyor ciddi, yeri geliyor mizahi, yeri geliyor küfürlü bir uslupla eleştiriyor. Doğuştan bertaraf olan Çağlar bitaraflıkla istisnasız her şeyi eleştiriyor, her şey hakkında kesinlikle bir yorumu var. Çağların ekmekten, sudan, GTA'dan daha çok ihtiyacı olduğu şey ise ''gerçek''.

    Şu muhteşem yetenekleri gösteren yarışmalardan birine katılıyorlar. Kitabı başlatan olaylar zincirinin ilk düğümü burada atılıyor, zincirin en son halkası ise gezi parkı direnişinde son buluyor. Tüm bu süreç içinde Emrah Serbes'in toplumla ve güncel olaylarla ilgili yerinde tespitleriyle karşılaşıyoruz.

''Evlilik programını seyretmeye devam ediyorduk. Ümraniye'den bir kadın aradı amcayı, 'eğer evlenirlerse, adamın çocuklarıyla beraber mi yoksa yalnız mı oturacaklarını' sordu. Amca, iki katlı evinin müstakil olduğunu, kendisinin üst katta, çocuklarının alt katta oturduğunu söyledi dili döndüğünce. Bunun üzerine seyircilerden  biri mikrofonu alıp 'Peki' dedi, 'evin girişleri ayrı mı yoksa ortak mı?' Akıl hastanesinden yeni salmışlardı soruyu soranı. Hepimiz delirdik, senin de artık içeride daha fazla durmanın manası kalmadı demişlerdi.''

''O an, on beş-yirmi adım ötemizde çalışan devasa vinci gördüm, kocaman bir demir iskeleyi derenin iki kenarına doğru indirmeye başladı. Aşağıda, demir iskeleye bağlı çelik halatları tutan işçiler vardı....Derenin karşı tarafında yirmi kişilik meraklı bir kalabalık birikmişti, tanıyordum kimisini, onlar Kıyıdere'nin inşaat seyredenleridir. Nerede yapım halinde bir inşaat görseler, önünde durup ellerini arkalarında kavuşturarak seyretmeye başlarlar.Hatta çoğu zaman inşaata bile gerek yoktur, herhangi bir kazı çalışmasının, kaldırım döşemesinin, peyzaj faaliyetinin, refüjlerdeki yağmurlama sistemi montajının falan yakınlarında durup saatlerce seyredebilirler. Ufacık bir tadilat bile olsa, elinize çekiç alıp balkon duvarınıza çivi çaksanız örneğin, oradan geçiyorlarsa mutlaka durup seyrederler, o çivi duvara yerleşene kadar kıpırdamazlar bir yere.''




    Kardeşinin yarışmaya dahil edilmemesi üzerine sanal alemde küçük kardeşini ünlendirme girişimlerine başlayan Çağlar ve arkadaşı Mikrop Cengiz'i hüsrana uğratan, insanların dünyanın en iyi Moonwalkçusunu tanımalarının önüne geçen en büyük engel işte o sırada patlak veriyor : Gezi Parkı Direnişi. 

'' 'Çağlar son durum nedir?' diye seslendi. Viskiyi dipledim, boğazımdan aşağı yaka yaka indi, annemin üstünü örtüp çıktım yatak odasından, 'Sana karşı dürüst olacağım' dedim. 'Taksim'i kaybettik.'
'Nasıl?'
'Taksim Meydanı, 15.40 itibariyle direnişçilerin eline geçti.'
'Hayır olamaz, inanmıyorum.'
' Ben de. Ağaç için geldiler, bütün meydana el koydular. Tek polis kalmadı piyasada.'
'Ama bu büyük bir terbiyesizlik' ''.




   İşte başlangıçta tüm hayalleri suya düşmüş Çağlar ve Çiğdem'in olaylara tepkisi bu şekilde.İş daha da mizahileşebiliyor ilerleyen sayfalarda.Tencere- tava sesleri duyup ne olduğunu anlamak için balkona çıktıklarında ise şöyle bir diyalogla karşılaşıyoruz;

'' 'Bir saniye bakar mısın Ayla teyze! Niye vuruyorsunuz tencerelere tavalara şimdi?'
Ayla teyze elini çenesinin altına paralel koyup ''Buramıza kadar geldi,' dedi.
'Ne oranıza geldi?'
'Senelerdir susuyoruz, yeter artık, sen de vur.'
'Ben niye vurayım Ayla Teyze? Ben senelerdir susmuyorum sizin gibi.Bir şey söylemek istesem yine söylerim.'
'Hani nerede, ne söylüyorsun? Neye karşı çıkıyorsun öyle evde oturarak?'
'Twitter'ı takip etmiyor musunuz acaba? Kıyıdere'de destek eylemi var bu gece. Vapur'un oraya gidin, orada çalın tencerenizi tavanızı bence. Daha etkili olur.'
'Biz burada yapıyoruz eylemi, Twitter'da değil.'
'Lan ben size Twitter'da eylem mi var dedim? Eylemin yeri ve saati yazıyor orada.'

Kız kardeşim de o ara, elinde salladığı oklavayla deli gibi koşarak çıktı balkona, 'Hepinizi bölge valimiz Götüm Bey'e şikayet edeceğim.' diye bağırdı tencere tava çalanlara. Tam balkon kapısını kapatıyordum ki karşı apartmandaki bir kadının diğerine seslendiğini duydum; 'Vah vah, çocukları da dinci yapmışlar.'
Başımdan aşağıya kaynar sular döküldü ; 'Ne!' diye bağırdım 'Biz mi dinciyiz? Allah aşkına bizim neremiz dinci?' Bir elimi kız kardeşimin omzuna koyup 
'Biz dinci değiliz, kız kardeşimle ben agnostiğiz!'
'Ne gostiz?'
'Ya kapat kapıyı gir içeri cahil! Seninle tartıştığım hata!' ''

    Yukarıda gördüğünüz gibi ''G.tüm Beyler, Dedemi kanser eden Parti, Ya kime vereceksiniz mecbur bize Partisi, Direnişle birlikte izlenme rekorları kıran Kanal'' gibi isim, kanal ve partiler yerine kullanılan ifadeler var.

    Kitap güzeldi ama ille de alıp okuyun diyebileceğim kadar değil, Erken Kaybedenler'in uzun versiyonu olarak gördüğüm kitap benim beklentilerimi tam karşılamasa da beğenenler çok fazla. Onlara hürmeten alıp okuyabilirsiniz. Daha ekleyecek bir nokta görmüyorum, herkese keyifli okumalar diliyorum.

böylece;

daha önce sadece bir kitabını okuduğum Emrah Serbes'e ait Deliduman adlı kitap Yaz Okuma Şenliğinde; Sadece tek bir kitabını okuduğunuz ve sevdiğiniz bir yazardan bir kitap kategorisinde bana da 10 puan kazandırdı :) 


Yorumlar

  1. Erken kaybedenler kitabini okumadim..daha dogrusu emrah serbes in hicbir kitabini okumadim ama alintilarin cok hosuma gitti :-)zaten alisveris listemde vardi senin yorumunla da kesinlesti :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kitabı okurken gülümsememek imkansız :) Yazarı daha önce okumadıysanız yazarla tanışma vaktiniz gelmiş o halde :) bu kitaptan da zevk alacağınıza eminim, ben ilk okuduğum kitabıyla çok bağdaştırdım,beklentimi de çok yüksek tuttum o yüzden biraz hayalkırıklığı yaşadım ama bu kitabın güzel olduğu gerçeğini değiştirmiyor :) keyifli okumalar diliyorum :)

      Sil
  2. Mayonez yapıyorlardı :) Tabi bunda Serbes'in de bir zamanlar turizm otelcilik öğrencisi olmasının etkisi var tabi. Ben de kitabı çok çarpıcı bulmadım ama okuduğuma da memnunum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben okurların dikkatini test etmek için yazmıştım :p şaka bir yana dikkatli bir okursunuz tebrik ediyorum ve kendimi esefle kınıyorum :) hataya parantez açıp düzelteyim :) evet ben de aynı düşüncedeyim çarpıcı beklememe rağmen yine de memnun kaldım :)

      Sil
  3. bu kitabı yeni aldım okumayı sabırsızlıkla bekliyorum listemdekileri bitirdikten sonra :) zaten yorumunu okuduktan sonra okumayı daha da bir ister oldumm:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. en güzel kısımlarını yazdım kitabın da ondan oldu o ( pek de mütevaziyim) :p :) keyifli bir kitap hani tam bu havalara uygun rahat birkaç oturusta bitecek keyif veren bir kitap afilli filintaların genel özelliğinde kısacası :)

      Sil
  4. herkesin elinde var bu yaaaa güzel miiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aa ben bu mesaji gormemisim cok ozur dilerim sinav stresinden atladim kusura bakmayin:) kitap guzel okutuyor kendini okumanizi tavsiye ederim :)

      Sil
  5. Emrah Serbes kitaplarını çok severim :)

    Deliduman'ı da en kısa zamanda okuyacağım yorumladığın için teşekkürler meslektaşım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. merhaba meslektasim :) ben de cok severim Emrah serbes'i dogal ve icten :) begenecegini dusunuyorum emrah serbesi seven biri olarak ve ben tesekkur ederim meslektasim :)

      Sil
    2. bu arada seni bir mime etiketledim vakit bulursan yapmanı çok isterim tatlım :)

      http://kitaplarvebulutlar.blogspot.com.tr/2014/08/mim-kitaplgnzdaki-en-iyi-10-kitap-kapag.html

      Sil
    3. merhaba meslektaşım anca zaman bulabildim mimle ilgileneceğim teşekkürler :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİTAP 15 # SİLO - HUGH HOWEY

KİTAP 3 # MACERA TÜNELİ 4- UZAY DIŞINDA YOLCULUK- EDWARD PACKARD

KİTAP 48 # AZİZ SANCAR VE NOBEL'İN ÖYKÜSÜ - ORHAN BURSALI